En kıymetli bir emaneti en güvendiğimiz bir dostumuza bıraktığımız zaman,"Hiç merak etme, gözüm gibi korurum" gibi bir cevap alırız. Peki neden gözüm gibi, başka bir organ değil? Mesela beyin, kalp vs. değil. Çünkü diğer organlarımız hassasiyetlerine binaen genelde içeride korunmaktadırlar. Ama gözlerimiz, dışarıda ve dışa açılan penceremizdir. Onların sayesinde çevremizde olup biten her şeyi algılayıp beyne iletiriz. Gözlerimizi kim ve nasıl koruyor? Gelin sizleri onlarla tanıştıralım.
Gözlerimizi korumakla görevlendirilmiş, yardımcı organlar mevcuttur. Bu korumalar, ‘koruyucu parça’, ‘göz yaşı bezi’ ve ‘motor parça’dan oluşmaktadır.
1-Koruyucu Parça
Kaşlar, göz kapakları ve kirpikler koruyucu parçayı oluşturmaktadır.
Kaşlar: Kaşlarımız çok sayıda, kısa yatık kıl içeren deriden yapılmış kabartılardır. Gözlerimizi yoğun güneş ışıklarından, alın tarafından salgılanan, ter ve rüzgarla gelebilecek yabancı maddelerden korur. Ayrıca, insanoğlunun estetiğine ayrı bir güzellik de katar. Peki kaşlarımız olamasaydı acaba nasıl görünürdük? Şöyle kaşsız bir insan hayal edelim. Hayali bile çok acayip Ama çok şükür ki kaşlarımız var, çünkü yüce Allah yarattığı insanı mükemmel bir şekilde yaratmış, yeter ki bizler, bu nimetlere karşı şükretmesini bilelim.
Göz Kapakları: Her bir göz için alt ve üstte iki tane olan göz kapakları birer deri kıvrımından ibaret yapılardır. Göz kapakları içlerindeki küçük kaslarla kapanırlar. Kapakların dış yüzeyi deri yapısında, iç yüzeyi ise yumuşak bir dokudur. Buraya "konjunktiva" denir. Burası bol kan damarı içerir. Bundan dolayı kırmızı renkte görünürler. Kapağın duvarı içerisinde sıvı salgılayan çok küçük bezler bulunur. Bu sıvı, gözün ön yüzünü temizler, ıslak tutar, kaygınlaştırır. Mikroplara ve tozlara karşı gözü korurlar. Uyku esnasında kapanan göz kapakları salgıların buharlaşmasını önler. Herhangi bir tehlike anında göz kapaklarımız otomatik olarak kapanır, gözlerimizi tam koruma altına alırlar. Gözlerimizin açılıp kapanması bir refleks olayıdır.Yani otomatik olarak çalışır. Reflekslerimizi omurilik kontrol eder.
Kirpikler: Çok sayıda kısa kıllardan oluşmuş yapılardır. Esas görevleri, gözlerimize zarar verebilecek maddelerden korumaktır. Özellikle havada uçuşan tozlar, küçük böcekler gibi maddelerin göze girmelerini engellerler. Ayrıca insanın güzelliğine güzellik katan unsurlardan birisidir.
Göz Yaşı Bezi
Bu bezin salgıladığı sıvıya göz yaşı denir. Göz yaşı, göz evinin iç köşesindeki gözyaşı kesesinde toplanır. Göz yaşı buradan ince bir kanalla burun boşluğuna akar. Bu kanala göz yaşı kanalı denir. Göz yaşı, gözün ön yüzünü sürekli olarak nemlendirir ve temizler. Göz yaşının taşıdığı antibakteriyel ve lizozomal enzimler, göz yüzeyine ulaşan bakterileri öldürür. Ayrıca göz yaşı, içerdiği besinleri ve suyu korneaya ulaştırır.Göz yaşı fazla salgılanırsa, hepsi burun boşluğuna akıtılamaz bir kısmı gözün dışına taşar.
Motor Parça (Göz Kasları)
Gözün motor, yani çalıştırıcı parçasını altı göz kası oluşturur. Bir cismi iyi görmek için, görme doğrultusu o yöne yöneltilir.Yönelme hareketi, başı çevirerek veya göz kaslarıyla göz yuvarının yönü değiştirilerek yapılır. Gözler, aynı görüntüyü alacak şekilde hareket ettirilmezse, çift görme ortaya çıkar. Şaşılık bunun bir örneğidir.Göz kaslarının çalışmasını kafa sinirleri sağlar.
Siliyer kaslarda lensin incelip kalınlaşmasını kontrol eder. Siliyer kasların kasılmasıyla lensler incelir. Siliyer kasların hareketleri, retinaya düşen görüntünün netliği veya bulanıklığı ile kontrol edilir. İnsan vücudunda en fazla çalışan ve en çok yaşlanan kaslar bu kaslardır. Siliyer kaslar 10 yaşından itibaren yaşlanmaya başlarlar.
Evet görüldüğü gibi Allah bize mükemmel çalışan iki göz vermiş. Bu gözlerin iyi korunup, rahat çalışması için de gözyaşını vermiş. Ani mekanik darbelere karşı göz otomatik olarak kapanıyor. Şayet bu birinci engeli aşmayı başaran mikroplar göze girmeyi başarsa bile, ikinci müdafaa hattına yakalanıyor. Bu müdafaa hattı gözyaşımızda saklı antibakteriyel ve lizozomal enzimlerdir. Bu enzimler mikropları yok ediyorlar. Yüce Allah bizlere böyle mükemmel nimetler bahşetmiş. Peki bizler bu nimetlere karşılık yeterince şükredebiliyor muyuz yada şükrediyor muyuz?
Bence hayır, ömür boyu secdeden kalkmasak bile sadece bir gözün şükrünü eda etmiş olamayız.
NEDEN İKİ GÖZ?
İki Gözle Görme Nedir?
Parmağınızı burnunuzdan yaklaşık 25 cm uzakta olacak şekilde tutun. Sonra gözünüzü parmağınızın arkasındaki, uzakta ki bir nesneye odaklayın. Sırayla birer gözünüzü kapatarak parmağınızın nasıl yer değiştirdiğini gözleyin.
Böyle olmasının nedeni, iki gözünüzün parmağınızı farklı açılardan görmesidir. Beynimiz bu iki görüntüyü birleştirdiğinde üç boyutlu olarak görürüz. Buna iki gözle görme denir.
|